MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

BÜYÜK VE KÜÇÜK GÜNAHLAR

<< 3244 >>

26- Gıybet ve iftiradan Sakındırma

 

1- Ebu Burayra

 

- - (-)

23900 (1)- Ebu Hureyre bildiriyor: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Gıybet nedir biliyor musunuz?'' diye sorunca: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" denildi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kardeşini hoşlanmayacağı bir şekilde başkasına anmandır'' buyurdu. "Peki anlattığım şey bu kardeşimde mevcutsa?" diye sorulduğunda, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şayet söylediğin şey kardeşinde mevcutsa onun gıybetini yapmış olursun. Ancak mevcut değilse ona iftira etmiş olursunrbuyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: İbn Ebi Şeybe (8/388), Müslim (2/285), Ebu Davud 4/420 (4874), Tirmizi, birr (1934, "hasen sahih"), Darimi (2/299) ve Taberi, Tefsir'de (26/86) rivayet ettiler.

 

 

 

23901 (2)- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Gıybet nedir biliyor musunuz?'' diye sorunca: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" denildi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kardeşini hoşlanmayacağı bir şekilde başkasına anmandır'' buyurdu. "Peki anlattığım şey bu kardeşimde mevcutsa?" diye sorulduğunda, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şayet söylediğin şey kardeşinde mevcutsa onun gıybetini yapmış olursun. Ancak mevcut değilse ona iftira etmiş olursun!" buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

23902 (3)- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Ey Allah'ın Resulü! Gıybet nedir?" diye sorulduğu zaman: ''Kardeşini hoşlanmayacağı bir şekilde başkasına anmandır'' buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Peki anlattığım şey bu kardeşimde mevcutsa?" diye sorulduğunda, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şayet söylediğin şey kardeşinde mevcutsa onun gıybetini yapmış olursun. Ancak mevcut değilse ona iftira etmiş olursun!'' buyurdu.

 

[Hasen]

 

 

 

23903 (4)- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Ey Allah'ın Resulü! Gıybet nedir?" diye sorulduğu zaman: ''Kardeşini hoşlanmayacağı bir şekilde başkasına anmandır'' buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Peki anlattığım şey bu kardeşimde mevcutsa?" diye sorulduğunda, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şayet söylediğin şey kardeşinde mevcutsa onun gıybetini yapmış olursun. Ancak mevcut değilse ona iftira etmiş olursun!" buyurdu.

 

[Hasen]

 

 

2. Ebu Berze

 

- - (-)

23904 (1)- Ebu Berze el-Eslemi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Ey dilleriyle iman edip henüz onu kalplerine sokmayanlar! Müslümanların gıybetini yapmayın! Kusurlarının peşine düşmeyin! Zira başkasının kusurlarının peşine düşen kişinin Allah da kusurlarının peşine düşer. Allah birinin kusurlarının peşine düştüğü zaman evinin içinde de olsa onu rezil eder.''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud, edeb 4/271 (4880) ve Tirmizi, birr 4/378 (2032, "hasen ğarib") rivayet ettiler.

 

 

 

23905 (2)- Ebu Berze el-Eslemi der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evlerinde bulunan genç kızların bile duyabileceği yüksek bir sesle şöyle buyurdu: ''Ey dilleriyle iman edip henüz onu kalplerine sokmayanlar! Müslümanların gıybetini yapmayın! Kusurlarının peşine düşmeyin! Zira başkasının kusurtarının peşine düşen kişinin Allah da kusurlarının peşine düşer ve evinin içinde de olsa onu rezil eder. ''

 

[Zayıf]

 

 

3. İbn Ömer

 

- - (-)

23906- Yahya b. Raşid der ki: "Şam ahalisinden on kişiyle hac için çıkıp Mekke'ye geldik ... " Ravi söz konusu hadisi aktardıktan sonra şöyle devam eder: "Yanına geldiğimizde İbn Ömer yanımıza çıktı ve dedi ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim: "Her kim şeri cezadan daha hafif olan bir cezanın düşmesi için birine aracılık ederse, Allah'a kendi mülkünde karşı gelmiş olur. Kim borçlu olarak ölürse (ahirette) ödemesini dinar ve dirhemle değil, iyiliklerinden karşı tarafa vermek veya karşı tarafın kötülüklerinden almak suretiyle yapar. Bile bile haksız bir davayı savunan kişi, bundan vazgeçinceye kadar Allah'ın öfkesine maruz kalır. Kişi müslüman birine onda bulunmayan şeyleri söylediği zaman bu sözlerinden dönünceye kadar Allah onu cehennem ahalisinin irinIerinden oluşan çamurun içinde bırakır. ''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud (3597) rivayet etti. 15872 (2)'de tekrar etmiştir.

 

 

4. Hz. Aişe

 

- - (-)

23907 (1)- Hz. Aişe der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında bir kadın veya bir adamın taklidini yapmak istediğimde: "Bana şu kadar mal verilse dahi birinin (söz veya fiille) taklidini yapmanı istemem'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud, edeb 4/269 (4875), Tirmizi, kıyamet 4/660 (3503, "hasen sahih") ve Beyhaki (10/247) rivayet ettiler.

 

 

 

23908 (2)- Ebu Huzeyfe bildiriyor: Hz. Aişe, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında bir kadının kısalığından bahsedince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onun gıybetini yaptın'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

23909 (3)- Ebu Huzeyfe bildiriyor: Hz. Aişe, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında bir kadının taklidini yapınca: ''Şu kadar mal verilse dahi birinin (söz veya fiille) taklidini yapmayı istemezdim'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

23910 (4)- Ebu Huzeyfe bildiriyor: Hz. Aişe, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında bir kadının taklidini yapınca veya kadının kısalığından bahsedince: ''Bana şu kadar mal verilse dahi birinin (söz veya fiille) taklidini yapmanı istemem'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

23911 (5)- Hz. Aişe der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında bir adamın taklidini yaptığımda: "Bana şu kadar mal verilse dahi birinin (söz veya fiille) taklidini yapmanı istemem" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Safıyye kısa boylu biridir" dediğimde: "Amellerine öyle bir söz karıştırdın ki şayet denize karıştırılacak olsa suyunu değiştirirdi'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

5. Cabir b. Abdillah

 

- - (-)

23912- Cabir b. Abdullah der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birikteyken ortalığı bir leş kokusu kapladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu kokunun ne olduğunu biliyor musunuz? Bu koku müminlerin gıybetini yapanların kokusudur" buyurdu.

 

[Sahih]

 

Heysemi (5/91): "Ahmed'in ravileri güvenilirdir" demiştir.

 

 

6. Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Azatlısı Ubeyd

 

- - (-)

23913- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in azatlısı Ubeyd bildiriyor: İki kadın oruç tuttular. Bir adam da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Şurada oruç tutan iki kadın var, ancak susuzluktan ölmek üzereler" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamdan yüz çevirip herhangi bir karşılık vermedi. Adam sanırım öğle sıcağında bir daha geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bu iki kadın (susuzluktan) öldüler veya ölmek üzereler" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu iki kadını yanıma çağır'' buyurunca, kadınlar geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kase veya tas getirtti ve kadınlardan birine: ''Şunun içine kus'' buyurdu. Kadın kasenin yarısını dolduracak kadar irin, kan, et parçaları ve cerahat kustu. Diğer kadına da: ''Sen de kus'' buyurunca, kadın irin, kan, cerahat, çiğ et gibi şeyler kusarak kasenin kalan kısmını doldurdu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Bu iki kadın Allah'ın helal kıldığı şeylerden uzak durup oruç tuttulari ancak Allah'ın haram kıldığı şeylerle oruçlarını bozdular. Zira biri diğerinin yanında oturdu ve (gıybet yaparak) insanların etlerini yemeye başladılar. ''

 

[Zayıf]

 

Diğer tahric: Beyhaki Delail'de (6/186) ve Ebu Ya'la (1576) rivayet ettiler.

10301 (l)'de tekrar etmiştir.

 

 

7. Enes b. Malik

 

- - (-)

23914- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''(İsra gecesinde) Rabbim beni semaya çıkardığı zaman bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir toplulukla karşılaştım. ''Ey Cebrail! Bunlar kim?'' diye sorduğumda, Cebrail: ''Bunlar insanların etlerini yiyen (gıybetini yapan) ve onurlarına dil uzatan kişilerdir'' karşılığını verdi.''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud, edeb 4/269 (4878) ve Muhtare'de (2285) Diyau'l-Makdisı rivayet etti.